Eski manken Aysun Kayacı üniversite mezunudur.
Aysun Kayacı 24 yaşındayken üniversiteye girdi. 2009
senesinde – yani 30 yaşındayken - ise mezun oldu.
Aysun Kayacı Yeditepe
Üniversitesi Tarih Bölümü mezunu.Aysun Kayacı üniversite hayatı hakkında Gecce.com’a böyle bir röportaj vermişti:
“Tarih okumayı kendim
istedim. Gazetecilik ve İletişim de ilgimi çekiyordu ama tarih okumaya, yazmaya, araştırmaya, sorgulamaya daha çok dayalıydı. Seyahatte, çalışma aralarımda boş
kalmadan sürekli
okuyarak yeri geldiğinde telafi de edebileceğim
bir bölümdü. Bir
de araştırmaya çok açıktı. Bir yıl süren uzun araştırmalar
bile yapabilecektim ki bunu çok
seviyorum. O kadar renkli ve bugüne de
taşınan bir tarihimiz var ki. Bu coğrafyada
bu konu ile ilgilenmem aslında çok yerinde bir karardı.”
“Bir roman okuyacaksam; tarihi biyografileri ya da İstanbul'un tarihi fonunda geçenleri tercih ederdim. Aslında çok tercih edilen bir bölüm değil. Çünkü birçok kişi tarih ile hobi olarak ilgilenebilir. Bu bir zevktir. Ancak herkes Tarihçi olamaz. Historiography apayrı bir dal. İçinde felsefe, sosyoloji de var. Değerlendirme yapabilmek, mukayese edebilmek, tarafsızca yaklaşabilmek de gerekiyor. Bu çok çekti beni işte. Ülkemizde tarihe tarafsız yaklaşamıyoruz. Ya dini ya da milli yanımız ağır basabiliyor. Şimdi bilimsel bir platformda, kendimce geçmişi ve bugünü düşünüyorum.”
“Bir roman okuyacaksam; tarihi biyografileri ya da İstanbul'un tarihi fonunda geçenleri tercih ederdim. Aslında çok tercih edilen bir bölüm değil. Çünkü birçok kişi tarih ile hobi olarak ilgilenebilir. Bu bir zevktir. Ancak herkes Tarihçi olamaz. Historiography apayrı bir dal. İçinde felsefe, sosyoloji de var. Değerlendirme yapabilmek, mukayese edebilmek, tarafsızca yaklaşabilmek de gerekiyor. Bu çok çekti beni işte. Ülkemizde tarihe tarafsız yaklaşamıyoruz. Ya dini ya da milli yanımız ağır basabiliyor. Şimdi bilimsel bir platformda, kendimce geçmişi ve bugünü düşünüyorum.”
“Okuldaki hazırlık
yılımda öğrenciler beni sınıfa
beklerken bir kalabalık olmuş;
evet… Okula
ilk iki gün
gidememiştim. O sırada yaşanmış
bu. Sınıf kapısında küçük
bir cam var. Gelip gelip bakıyorlarmış.
Öğretmen
de ders yapamıyormuş.
En sonunda küçük
bir kartona; ‘She has
not arrived yet – Henüz gelmedi' yazarak yapıştırmak zorunda kalmış.
Sonuçta
liseden yeni mezun olmuş öğrencilerdi hepsi. Bense 24 yaşındaydım, tanınıyordum. Bazen okulu ziyarete liselerden
gruplar geliyor. Ben de çimlere oturmuş, ders çalışıyor
oluyorum. Akın akın gelip fotoğraf çektirmek
istiyorlar. Orada bile gözler üzerenizde…
Halbuki ben bambaşka bir şeye konsantre olmaya çalışıyorum. Okuldaki anlarım benim için o
kadar değerli ki. Orada yok olmak, görünmemek
istiyorum. Bölüm arkadaşlarımla çalışmak, öğretmenlerimden bir şeyler
kapmak istiyorum sadece. Benim için
orada show off'a, sosyalliğe yer yok. Yıllar
sonra sahip olduğum, bir dünya yol
geldiğim; işimden, sporumdan, uykumdan, arkadaşlarımdan feragat ederek istekle gittiğim
bir yer orası. Kimse
üzerime ne giydim, nasıl görünüyorum
diye bana bakmasın
istiyorum. Orada başka bir Aysun var çünkü ama
olmuyor.”
“Okuldaki arkadaşlıklarım bana çok gerçek
geliyor. Çünkü bir alışveriş ilişkisi yok aramızda. Ben sekiz yıl mankenlik yaptım. İnsan çevresinin
ürünüdür
derler ya, ben de ister istemez o çevreden
arkadaş edindim. Ben o çevre, bu çevre
gibi ayrımlardan
hoşlanan biri değilim
ama şimdi dönüp baktığımda görüyorum ki; okul arkadaşlarım, iş yaptığım camiadaki arkadaşlarımdan daha sağlam duruyorlar. Çünkü bir çıkar, rekabet yok.”
“Ben herkes gibi önce okuyup sonra çalışmaya başlamadım. Tam tersi oldu ama kıymetini daha iyi anlıyorum. Bunun avantajları da var dezavantajları da. Bazı kişilerde yükselme ve ünlü olma hevesi vardır. Bende o heves yok. Önümde daha da yükselmemi sağlayacak çok büyük fırsatlar var ama ben istekli değilim. Çünkü o dünyanın içine girebilmek için, gözünüzde büyütmeniz gerekiyor. Hâlbuki şov dünyası tam tersine çok küçük ve insanı yukarı çıkarmayan, tam tersi sahip olduğu değerleri emip yok eden bir dünya.”
“Ben herkes gibi önce okuyup sonra çalışmaya başlamadım. Tam tersi oldu ama kıymetini daha iyi anlıyorum. Bunun avantajları da var dezavantajları da. Bazı kişilerde yükselme ve ünlü olma hevesi vardır. Bende o heves yok. Önümde daha da yükselmemi sağlayacak çok büyük fırsatlar var ama ben istekli değilim. Çünkü o dünyanın içine girebilmek için, gözünüzde büyütmeniz gerekiyor. Hâlbuki şov dünyası tam tersine çok küçük ve insanı yukarı çıkarmayan, tam tersi sahip olduğu değerleri emip yok eden bir dünya.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder